Yaratıcılık hayatın ilk yıllarında çocuğun oyununda özellikle annenin
bebeği ile oynadığı oyunlar esnasında kendini gösterir. Yaratıcı
davranışın ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük rolü bebeğin anne veya
yerini tutan kişiyle olan ilişkisi oynamaktadır.
Yaratıcılığın gelişmesinde taklidin önemi vurgulanmaktadır. Çocuklar
doğdukları andan itibaren duydukları sesleri, gördükleri hareketleri
ve daha sonra da bazı değerleri taklit ederler. Çocuğun taklit
repertuarı zamanla gelişir. Oyunlarında yetişkinlerin konuşma
tarzlarını, davranışlarını, mimiklerini model almaya başlar. Fakat
burada çocuğu istenmeyen modelin etkilerinden korumak gerekir. Çocuk
çevresindeki kişileri taklit ettikten sonra zamanla kendi dünyasını
oluşturmaya ve hayal gücünü geliştirmeye, çevreden gördüklerini de
buna ekleyerek yaratıcılığını kullanmaya başlar. Okul öncesi dönemde
kendini ifade etme yolları olan resim yapma, yaratıcı hareketler,
hikaye anlatma, dramatizasyon esnasında çocuk yaratıcılığının en
yüksek aşamasına ulaşır (10).
Yeni doğan bir bebek duyu sistemlerini kullanarak çevreyi tanımaya,
dış dünyaya uyum sağlamaya çalışmaktadır. Önceleri nesneleri ağzına
alarak onları bu yolla ayırt etmeye çalışır. El ve kasları geliştikçe
dokunma duyusunu kullanarak çevreyi araştırır. Bu nedenle; duyuların
uyarılması ve tüm duyuların birarada eşgüdüm içinde kullanılmasının
sağlanması, çocuğun tüm düzeylerdeki eğitiminde önemli katkılar
sağlayacaktır. Bu nedenle yaratıcılığın geliştirilmesinde önemli rolü
olan duyuların bebeklikten itibaren uyarılması, ortam düzenlenmesi
gereklidir (11).
Ligon (1957) çocukların yaratıcılık gelişimleri üzerinde durmuş ve
yaratıcılık gelişimini yaşlara göre incelemiştir.
Doğumdan İki Yaşa Kadar:
Ligon’a göre çocuğun hayal gücü ilk yılda
gelişmeye başlar. Çocuk bu dönemde nesnelerin isimlerini sorar, yeni
sesler ve ritimler oluşturur, bir şey yarattığı zaman onu bitirmeden
önce isimlendirmez, iki yaşındayken günlük rutin işleri önceden tahmin
eder. Dokunma, tatma ve görme yoluyla herşeyi denemeye heveslidir. Çok
meraklıdır. Fakat merakını kendine özgü yollarla ifade eder. Bu
dönemde yaratıcılığın gelişimi pek çok yollarla uyarılabilir. Hayal
gücü basit oyunlar, büyük bloklar ve dolgu oyuncaklarla harekete
geçirilebilir. Bu dönemde ana-babalara çocuklarıyla basit sözel
oyunlar oynamaları ve çocuklarının kendi yarattıkları şeylere
verdikleri isimleri soru sormadan kabul etmeleri önerilir. Yine
kelimelerin anlam kazandığı bu dönemde çocuklarına kelime öğretmeye
çalışmaktan çok, kelimelerle ilgili şarkılar söyleyebilir.
İkiden Dört Yaşa Kadar:
Bu dönemde çocuk dünyayı, yaşantıları ve
yaşantılarının sözel ve hayali oyunlarla tekrarı sayesinde öğrenir.
Dikkat süresi kısadır ve yönlendirilmediği takdirde yaptığı
etkinlikler sık sık değişir. Bağımsızlık duygusu gelişmeye başlar ve
herşeyi kendisi yapmak ister. Bu durum kendi yeteneklerine güvenmesini
sağlar. Çevreye olan merakı hâlâ devam etmektedir. Çevreyi kendine
özgü yollarla keşfederken, yetişkinleri bunaltan sorular sormayı da
ihmal etmez. Yaşadığı dünyayı keşfederken onunla uyum sağlamayı da
öğrenir.
Bu dönemde çocuklara yapılmış oyuncaklardan çok hayal gücünü harekete
geçirebilecek, değişik şekiller oluşturulabilecek bloklar veya tuz
seramiği verilebilir. Yine ebeveynler çocuklarıyla içinde yaşadıkları
dünyayı beraberce keşfetmelidirler. Onları kendi başlarına yapmaları
için cesaretlendirmelidirler.
Dörtten Altı Yaşına Kadar:
Bu dönemde çocuk ilk defa plan yapma
becerisini öğrenir. Önceden bildiği oyunları ve işleri planlamaktan
çok hoşlanır. Merakı sayesinde doğruyu ve yanlışı öğrenir, ilişkilerin
nedenlerini anlamasa bile olaylar arasında ilişki kurar, hayali oyunda
pekçok rolleri dener. Bu yaşlarda diğer insanların duygu ve
düşüncelerinin farkında olur ve kendi davranışlarının başkalarını
nasıl etkileyeceğini düşünmeye başlar. Bu dönemde sözcük oyunlarıyla,
yeni deneyimler yaratıcı sanatlar yoluyla kendine güven gelişebilir.
Çocukların yarattıkları ürünler yetişkin standartlarıyla
karşılaştırılmamalıdır. Bu dönemde ana-baba ve öğretmenler çocukların
fikirlerine göre değerlendirmeli ve yararlanmalıdırlar (12).
ECOS
Yazı Kaynağı ve devamı:
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/151/omeroglu_turla.htm