Türkiye’nin bitmeyen hayali… “Yerli otomobil üretimi”

Yapılması düşünülen yerli otomobilin dinamosu konumunda bulunan otomotiv yan sanayicilerinin çatı kuruluşu TAYSAD yerli otomobil üretimi için hazır olduklarını söyledi. Sanayi Bakanı Nihat Ergün ile gerçekleştirdikleri kritik görüşmenin ardından Sanayi Gazetesi’ne konuşan TAYSAD Başkanı Celal Kaya, yerli otomobil üretimi için Türkiye’nin hazır olduğunu söyledi.

Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün de otomobil raporunu beklediğini aktaran Kaya, otomotiv sanayicileri için büyük önem arz eden Test Pisti’nin Kocaeli’ye kurulması için girişimlerinin devam ettiğini de kaydederek, “Bu talebimizi Sayın Bakanımızı da ilettik. Şayet Kocaeli’ye kurulmasını sağlayabilirsek bölge olarak büyük bir kazanım elde etmiş oluruz” diye konuştu…

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ü ziyaret ettiniz. Ziyarete kimler katıldı, görüşmeniz nasıl geçti?

Ziyarete TAYSAD’ın yönetim kurulu üyeleri ile birlikte TAYSAD OSB Başkanı Yunus Çiftçi ve TOBB Yan Sanayi Meclis Başkanı Ahmet Bayraktar da bize eşlik etti. Bursa’dan, İzmir’den, Kocaeli’den yani her bölgeden üyemizin olduğu oldukça geniş katılımdı.

Bakan Bey özellikle yeni yerli araç projesine değindi; yani yerli araç yapılması gerekiyor dedi. O konuda da zaten Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) görev üstlendi. Haziran ayında açıklama yapacaklardı lakin süreci Eylül ayına kadar uzattılar. Eylül’ün 15’inden sonra bir açıklama yapacaklarını biliyorum. Bakan Beyin bu konuda sektörden ciddi beklentileri var. Biz yan sanayi olarak zaten hazırız dedik ve her yerde de bunu ifade ettik. Bu şekilde konuşmak bile onlar için psikolojik bir desteği ifade eder.

Yerlilik oranını yüzde 75 ile 85 arasında da sağlarız hiç merak etmeyin dedik. Tabi Sayın Bakanımızın da bütün beklentisi Eylül ayında bu aracın nasıl yapılacağının raporunun açıklanması onu bekliyor. Bizde yan sanayi özellikle Ar-Ge konusunda bu test pisti meselesi var onu dile getirdik. Test pisti, çarpma testleri, rüzgar tüneli bunlar bizim için çok önemli. Bende kendisinden bir şey rica ettim. Dedim ki; Sayın Bakanım otomotiv ağırlığı Marmara bölgesinde. Özellikle Kocaeli, Bursa bu bölgeye ait, biz bu pistinde Gebze, Kocaeli bölgesinde olmasını arzu ediyoruz.

Yaklaşımının olumlu olduğunu gördük ama teyidi yok, teyit vermedi. Konuşmasından, bakışından şunu hissettim; kalben destekliyor ama sanırım daha yerini belirlemediği için bir açıklama yapmadı. Kesin bir teyit vermedi. Niye biz bu bölgede arz ediyoruz onu da söyleyeyim. Aracı imal ettiğiniz zaman bunun test edilmesi lazım. Bunun içinde en uygun yer Kocaeli bölgesi. Hem Adapazarı ve Bursa gibi otomotiv üreten alanlara yakın hem de çok ciddi bir lojistik üstünlüğümüz mevcut. Gerek demiryolları, gerek deniz taşımacılığı ki limanlarımız çok müsait, gerek hava taşımacılığı gerekse otoyollara ulaşım konusundaki kolaylık bizim bu talebimizin ne denli doğru olduğunu kanıtlıyor.

Peki, ne kadar bir alan gerekiyor test pisti için?

Şuan boyut olarak elimde bir değer yok ama Almanya’da gördüğüm bir test pisti var. Bir stadın boyutun da, bir yer dışında ve ortasında yollar var. Kötü yollar var çıkış iniş yani böyle bir alandan bahsediyoruz. Tabi ki bizim istediğimiz daha da büyük bir alan sebebi şu biz sadece kamyon test edilsin demiyoruz. Otobüs, kamyon, traktör, otomobil kimin neyi varsa orda test edebilsin. Bu çok önemli. Şimdi siz Türkiye’ye araç getirdiğiniz zaman ABS sistemi var değil mi araçlarda. Onun da test edilmesi lazım. Çin’den araç getiriyor vatandaş nerede test ettirecek, kim test edecek. Böyle bir mekanizma, böyle bir sistem yok şu anda Türkiye’nin hiçbir yerinde yok.

Mesela Doğuş Grubu Gebze’de. Birçok lojistik firmasının deposu da burada. Örnek veriyorum; Anadolu Grubu’nun getirdiği bir marka var sanırım. Çin’den test edilip getirilmiyor mu?
Şimdi test etti gönderdi kendi standartlarına göre. Biz Avrupa’nın kendi normlarına da tabiyiz. Avrupa normlarına göre test edilmemişse Türkiye bunu reddeder. Olay bu. Dolayısıyla test pisti dediğimiz olayı sadece otomotive yönelikte düşünmeyin. Biz bu konu ile ilgili TSE’yi de ziyaret ettik. TSE başkanımız da bize bu konu da çok ciddi destek verdi. Onlarda test pisti ile ilgili yatırım yapabileceklerini, rüzgar tünelini kurabileceklerini söyledi. TSE başkanımız sağ olsun test pisti ve diğer yatırımlar ile ilgili çok ciddi bir bütçeyi resmen ayırmışlar. Parayı hazırlamışlar yani. Yatırım için bütün alt yapı hazır. Sanayi Bakanlığı ile iç içe çalışmalarını sürdürüyorlar. Bakan Beyin kararını bekliyorlar. Uygun bir yer bulunmasını bekliyorlar.

200 dönüm yer test pisti için uygun mu?

Test pisti için 200 bin metrekarenin üzerinde bir yer lazım. 500 dönüm bir alan bu işin layıkıyla yapılmasını sağlar. Mühendisler, teknisyenler çalışacak. Böyle bir piste aracı sürecek şoför bile lazım. Tamirini yapacak teknisyen lazım. Kontrollerini yapacak mühendis lazım. Bu olay büyük. Ben bunu Almanya’da görmüş bir insanım. Biz şimdi kamyonu alıp buradan Almanya’ya gidiyoruz kötü yol testine veya Lüksemburg’a. Rüzgar tüneli için ise İngiltere’ye. Bunlar gelişmiş ülkeler. Neden bizim ülkemizde yok?

Mesela aracı dizayn ettim: bu bir otomobil veya kamyon ya da otobüs. Bunu test etmen lazım, edemiyorum. Alt yapı yok. Nasıl test edeceğim, Gebze’nin yolların da mı? Belki frenleri tutmayacak. Belki fren aksanında bir sorun var. Belki direksiyonun da bir problem var. Otomobilse eğer ben maksimum hız 220 ye çıktığımda belki olağan üstü bir problem yaşayacak araç. Bunları test edemiyoruz. Yanlış anlamayın; Tofaş’ın kendi pisti var ama küçük kendi etrafında. Onlar Fransa’ya İtalya’ya gönderiyorlar. Ford Amerika veya İngiltere de testini yapıyor.

Test pisti araç satış fiyatlarını da düşürür diyebilir miyiz o zaman?

Tabi biz maliyeti önemsiyoruz da asıl önemsediğimiz olay test pisti. Birde projede şöyle bir sorun var. Test için araçlar 4-6 ay sıra bekliyor. Bu da projede zaman kaybına neden oluyor. Diyelim yan sanayi olarak biz aracı yaptık x firmaya verdik araçta Almanya da test olacak biz 6 ay bekliyoruz. Bu pist bizim burada olsa Türkiye’de olsa her şey daha farklı olur.

Tabi bu zaman sorunundan dolayı aracıda üretemiyorsunuz?

Tabi ki araç onaya gidiyor, onay almayınca nasıl üretebiliriz. Ama hepsi bir anda onay alsa iş hızlanır.

Sizce yerli otomobil modeli nasıl olabilir? Nasıl bir model çıkar ortaya?

Bizde sizler gibi raporun açıklanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Peki, nasıl bir şey çıkmalı?

Bir kere pozitif bir rapor çıkmalı. Bütün olay o. Biz Türkiye olarak araç yapabilir miyiz? Tabiî ki yapabiliriz. İşte bu düşünceyle örtüşecek bir rapor açıklanmalı.

Şu konuların irdelenmesi gerekiyor. Üretilen araç ne kadar satacak. Bakanımıza sorduk ne kadar satar diye 100 binin üzerinde satar dedi. Sizce de 100 bin satar mı? Ayrıca bu aracın ismi ne olacak?

Tabi bence de 100 binin üzerinde bir üretim yapılması şart. O raporu bildiğim kadarıyla uluslar arası bir kuruma hazırlattırıyorlar. Ciddi bir rapor geliyor. İsmi de zamanı gelince güzel bir şekilde bulunur. Mesela Anadol nasıl bulundu, büyük bir anket yapıldı. Yani orada biz bir şey söyleyemeyiz. Bu rapor hazırlanacak otomotiv sanayicileri tarafından. Biz TAYSAD olarak şunu söylüyoruz ve aslında en önemli şeyi söylüyoruz. Diyoruz ki; biz bir otomobilin her şeyini yapıyoruz. Buna varız diyoruz. Elimizi taşın altına koyuyoruz. Her şey tamam, sadece bir tane organizatör lazım. Bu da sermaye demek. Sonrası zaten kolay.

Kaynak: http://www.marka.org.tr

Reklam