Esansiyel Yağlardan başka bir de “KOKU”

Esansiyel yağların aromaterapi yoluyla bize kazandırdıklarını saymakla bitiremiyorum. Esansiyel doğal yağlarla beni tanıştıran sevgili ozlem varol’a tekrar teşekkür etmek istiyorum.

Esansiyel yağ deyince Kimya Mühendisi olan ben en doğalını karanfil yağı, lavanta yağı gibi market ve doğalcı dükkanlarda gördüğümüz o sıradan yağlar sanıyordum yani alerjik cildi olan bana çok anlam ifade etmeyen vücuda sürünce sivilce yapan bildiğimiz zeytinyağı gibi birşey anlıyordum. Ama derinleştikçe bu konudaki bilgim hergün tüm paramı kozmetik anlamında sadece onlara veriyorum çünkü sadece doğal onlar var..

Tedarikçi tabiki önemli ancak ben en çok yurtdışından aldıklarımla rahatım kokusundan, etkisinden anlaşılıyor ve sertifikalılar. Yerli olarak ise birkaç tedarikçim var. Ancak yurtdışından getiren de var burada şişeleyen de. Sonuç olarak her tedarikçiden aldığım ürün farklı. Bizim şirkette ( bu profesyonel olarak para kazandığım iş oluyor) çoğu kurumsal şirkette olan şöyle bir kavram var, ONAYLI TEDARİKÇİ.

Yani malzeme aldığın yeri iyice test edip düzenli olarak aynı tedarikçiden hammadde/hizmet almak, ürünün kalitesini de böyle sağlamak. Bu kavramın çok çok önemli olduğunu son zamanda değiştirdiğim yağ (sabun için yağ) tedarikçimle anladım. Sabunlarıma troubleshooting yapmaktan yoruldum. Konuya dönecek olursak, esansiyel yağ tedarikçilerim sabit ancak yeni yeni çeşitlere doğru yayılıyorum. Yeni evime taşınınca esansiyel yağ dolabı yapacağım çünkü hepsi ayrı ayrı kutularda duruyor ancak ben hepsini birlikte görmek istiyorum.

Aşağıda favorilerim.

Ökaliptüs

Karanfil (Bu yağı anlatmakla bitiremem ayrı bir post da bahsedeceğim)

Itır Çiçeği

Aloe Vera

Sandalwood

Paçuli

Ylang Ylang

Bergamot

Vanilya

Yasemin

Lavanta

Tea Tree Oil

Görsel

Geçen ay ise Elemi, Niaouli, Lime, Karanfil Çiçeği dahil birsürü 10 ml lik çeşit almıştım. O kadar güzeller ki, kimi sivilceye çare, kimi lekelere. Kimi doğal ağrı dindirici, kimi mutluluk veriyor, rahatlatıyor, ama hepsi iyi hissettiriyor.

Sanırım bir bağımlılık çeşidi varsa ben ondan oldum; Aromakolik

Aromakoliklik nerede başladı?

Görsel

En eski ve derin hatırladığım, ortaokulda iken sene 1994 okuduğum Patrick Süskind kitabı “KOKU” idi. Edirne’de sahafları ve tüm kitapçıları (ABC Kitabevi) gezerken bulduğum ve adeta tutku ile bir gecede bitirdiğim kitaplardan biriydi. Ders çalışmaz ama çok kitap okurdum iyi ki de okumuşum. Şimdilerde ilgimi çeken kitaplardan yine ayda 3-4 kitap alıp bitkin düşüp uyumaktan okuyamıyorum. Belki sabun yapmak önceliğim oldu bulduğum tek vakti de üretmeye adadım o da başka bir bakış açısı tabi.

KOKU romanı sonradan filme de çevirildi ve izleyen çok oldu, ben gitmedim filmi izlemeye çünkü kitabın izlerini sinema filmi ile kirletmek istemedim. Roman tamamen insanların kokuları üzerine yoğunlaşmış. Kokusu olmayan terkedilmiş bir bebek olarak doğan çocuğun parfüm işlerinde olan bir adamın yanında koku özütlemeyi öğrenmesi ve ardından insanların beğendiği kişilerin kokularını çıkarmak için onların peşine düşmesi ile ilgili. Bu konu çok önemli bir konudur. Belki farketmişsinizdir, birisi ile ilk tanıştığınızda kokusundan etkilenirsiniz, ya seversiniz ya nefret edersiniz ya da anlamsızdır. Bu konuda National Geographic’in aşk üzerine yaptığı çalışmalar da vardı bir belgeselde, ter kokularını falan koklatıyorlar.. Biz kötü kokulara girmeyelim. Güzeller bizden 🙂

Benim sevdiğim insanların dostlarımın kokuları hep hoşuma giden kokulardır.Siz de dikkat edin sevmediğiniz insanın kokusunu da sevmezsiniz. Tabi bu konuda biraz tavuk-yumurta ilişkisi de var. Örneğin aşkımın yada oğlumun kokusu bir numaradır tek geçerim. Sarhoş eder, beyninde seratonin tavan yapar düşünemez hale gelirsin. Bu çok içten birşey. Üzgünsem yorgunsam akşam eve gelince uyuyan oğlumun saçlarının içine burnumu daldırıp yanında uzansam azıcık tüm dertler uçar gider…Deneyin iyi bir antidepresandır.

 
                http://www.sabunagaci.com

Görsel

Sevmediğim kişileri ise genellikle nedense ter kokusu yada ekşi kötü kokularla hatırlıyorum. İnsanların kendine has kokuları vardır, çiçeklerin de. Çiçeklerin özünden hormonlarının ve yağının çıkarılması ile bu koku moleküllerinin yağlar ile elde edilmesi doğal olan ise Esansiyel yağ(uçucu yağ da denir) yok insanların hoşuna gitsin derdi ise sentetikle çilek kokusu, kayısı kokusu, orman esintisi hepsi molekullerin laboratuvarda bir araya getirilmesi ile kalıcı bir şekilde elde edilebiliyor. Bu da parfüm ve aroma endüstrisini doğuruyor tabiki. Parfüm de ayrı bir takıntı konumdur, doğal olmasa da para verip aldığım duty free’de her seferinde en az 1 saatimi harcadığım bir şeydir. Geçen hafta Torino havaalanında en son kız yanıma gelip sordu aradığınız özel bir şey mi diye 🙂

Esansiyel yağlar bu anlamda doğal parfüm yapımında da kullanılıyor ve aromaterapik etkileri dışında benim sabundan başka yeni dalım diyebiliriz.

Aldığım yağlardan 10 ml lik roll onlar ile almak isteyen olursa web sayfamın sağ kolonundaki linkten alabilir. Kendi ürünüm. Hepsi müthiş.Hem nörolojik hem psikolojik hem aromaterapik etkileri hem de kokuları nedeniyle tavsiye ederim.

Sevgiler

Esra

Görsel

Reklam

Esansiyel Yağlardan başka bir de “KOKU”’ için 4 yanıt

Yorumlar kapatıldı.