Daha önce de anlattım sabun alkali ile yağ asitlerinden oluşma bir tuzdur.. Doğal yağlar, baz olan alkali kaynaklarla reaksiyona girerek, tuz(sabun) su ve gliserin oluşmasına sebep olur… Bu doğal bir reaksiyondur. Sabun yapımı doğal yoldan olan bu metodladır. Ama pratik olması verimin artırılması içi zaman için de EDTA, Alkol vb içeren yöntemle ardından köpürmeyi artıran, güzel kokmayı sağlayan, temizlik hissi bırakan aromalar, ph dengeleyici katkılar, göz yakmayan katkılarla.. uzayıp gitmiştir.
Son dönemde trend olan en doğalı ninelerimizin yaptığı gibi külden olan diyenler, yok hayır hayır, ille de egede köyde yapılanlar diye bir sürü moda akım gelişmiştir. (Oysa kostikle daha kolay sabun yapılıyor diye külü mülü bırakıp da içine hesaplamadan avuçla atılan kostiği düşünen yok)
Kafası karışan doğalını almak kullanmak isteyen tüketici ise nereden ne alacağını bilemeyip en pahalısı ünlüsü iyidir deyip yine ticari tuzaklara düşebillir. Peki insanların doğala olan taleplerini değerlendirmek isteyen piyasadaki üretici ne yapıyor? Hepsi bir ucundan ismini değiştirip ben de doğalım deyip tarcın kokulu sentetik aromalarıyla doğal sabuna soyunuyor..
Ben her zaman hepsinin de sertifikalı tanınmış, şirket deyimiyle onaylı tedarikçilerden alınması taraftarıyım. Herkes kendine göre deneme yanılma yöntemi birşeyler yapıyor. Bugün bir sitede 20 TL ye doğal sabun satıp, soğuk yöntemle ürettik yağların vitamini içinde kaldı , gibi açıklamalar bile okudum. Vitamin ? Yağ ? ikisi farklı moleküllerdir. Kulaktan dolma pazarlama ağzıyla yazdıkları bunlar, yağın çifte bağlarından bahsedeceği yerde vitaminli sabun gibi komik terimleri sanırım sadece ben anlamıyorum ama yine de uyarmak istedim…
Hadi teoride işi biliyorum da pratikte kül sabununu denemedim derken, denemeye karar verdim.Denedikçe de daha da emin oldum bu sabunun zararsızlığından emin olunamayacağınıza.. Dikkat doğallığı demiyorum zararsızlığı diyorum..
Kül suyu bir alkalidir yani kostik (dışarıdan alınmış susuz alkali) yerine yağlarla reaksiyona giren alkali budur. Kül suyunun lavabo temizleyiciliği vb de buradan gelir onu da elinizle ellememelisiniz yakar.. Ph i 12 ve üzeri yani kostik çözeltisi ile aynı. İçeriği ise Sodyum yerine potasyum ve Kalsiyum içeren karbonatlar. Kostik dediğimiz de lavabo aç kül suyu da aynı şey..
Kimyasal kısmı bu ancak benim hoşuma gitmeyen burası değil, reaksiyonun belirsizliği.. Deneyenler bilir benim sabunlarımın zararsızlığını, içinde alkali kalmayacak şekilde- tüm kostik yağlarla reaksiyona girecek şekilde- hep aynı yerden aldığım güvenilir kullandığım yenebilir yağlarla reaksiyona girecek kostiği hesaplayıp en uygun değerdeki miktarı kullanıyor ve cilde dost, egzama sedef hastalarının kullanabileceği yeni doğmuş bebeği bile kurutmayan aşındırmayan aksine cildini krem gibi besleyen zeytinyağının fazlasıyla yapıyorum…Bu aşamada içim çok rahat çünkü yaptığım sabunları kendi çocuğum dahil en sevdiklerime kullandırıyorum hata kabul edemem!
Kül sabununu yaparken ise, şöyle birşey farkettim. Doğadaki belirsizliğin(entropi) etkisi ile ağacın külü yanma reaksiyonu sonucu oluşmuş birincil ve ikincil alkalinin miktarı ve değerliği tam olarak bilinemiyor. Ne kadar yandı, hep aynı ormandaki ağaçlar mı kullanıldı? Bu yanma ürünü sadece kostik yerine geçen alkalileri ayıramadığımızdan ocaktaki yanma artığı ürünleri de kül suyuna taşıyor. Bir sürü yabancı madde.. Ne olduğu miktarı belli değil kaynağı belli değil yanarken meşe odunu dışında içinde kağıt? kömür? plastik? et? ıslak medil? ne yakıldığı belli değil çünkü tümü kül..Alıp bunu bulamaç şeklinde bir suya dönüştürüp bundan sabun yapmak midemi bulandırıyor. Fazla takıntısın diyebilirsiniz ama birisinin yanma artılarını vücuduma sürmeyi düşünemiyorum. Onun yerine düzgünce reaksiyona girmiş ve tamamlanmış kendi doğal sabunlarımı tercih ediyorum..
Kimyasal açıdan ise bu kül suyunun karışık madde içeriğinden ve hep aynı ürün elde edilemeyeceğinden dolayı tüm alkalilerin yağlarla reaksiyona girdiğinden hiçbir zaman emin olamıyorsunuz. Sabunlara serbest alkali oranı testi yaptırmak gerek. Ondan geçerse bile yine de bir önceki maddede anlattığım gibi yanma artıklarını cildimin emmesini istemiyorum.Çünkü cilt üzerine sürülen şeylerin en az %70 ini emiyor.
Belki şimdi neden kostikle yaptığım sabunlarımı küle terih ettiğimi anlarsınız. Hm, yaptığım kül sabunu ne oldu? Reaksiyona girmesi daha uzun sürdü ama sonunda oluşan bulamaç katı kalıp sabun gözüme hiç hoş görünmediğinden attım. Çevreci ve geri dönüşüme katkısı olsa bile atınca en azından doğaya zarar vermiyorum diye sevindim 🙂
Sevgiler
Sabunagaci
tesekkurler harika bir yazi olmus. Bir de faydalandiginiz, hosunuza giden ingilizce ve/veya turkce ekolojik yasam , ebeveyn siteleri ve bloglari tavsiyeleriniz var mi acaba?
BeğenBeğen
Begendiğinize sevindim..O bir sürü site var tabiki, iyi fikir edindim çevreci linkler yada green links diye bir sayfa açıp paylaşmalıyım. Hem biraraya toplanmış olur 🙂 tesekkurler
BeğenBeğen